(bir şey için) geç kalmak, gecikmek. It's a bit late within the working day to alter your intellect: Fikrinizi değiştirnek için çOkay geç kaldınız. Sıfat geç. prepare was ten minutes late: Tren on dakika gecikti. to be late: geç kalmak. Don't be late for get the job done: İşine geç kalma. to maintain late several hours: geç yatmak